White- Westinghouse ismi, Türkiye’ye hiç de yabancı değil… Sektörde klasikleşen marka, dört yıllık bir aranın ardından Türkiye tüketicisi ile yeniden buluştu. Marka ve Türkiye pazarı hakkında sorularımızı White- Westinghouse distribütörü Boğaziçi İthalat’ın Genel Müdürü Adnan Kamış yanıtladı…
Boğaziçi İthalat ve distribütörlüğünü yürüttüğü markalar hakkında bilgi alabilir miyiz?
Boğaziçi İthalat 2005 yılının Mayıs ayında kuruldu. White- Westinghouse distribütörlüğümüz de bu tarihlere rastlıyor. 2005 senesinin Ağustos ayında yeni seri Advance Tech serisini Türkiye’ye biz getirdik. Bizden önce White-Westinghouse’un distribütörlüğünü yürüten firma 2001 krizinde satış ve pazarlama işini bırakmıştı. Advance Tech serisi o dönemde çıkan bir seriydi ama maalesef Türkiye’ye henüz gelmemişti. 2005 senesinin Ağustos ayında bu seriyi getirmemizle birlikte serüvenimiz de başlamış oldu. Birkaç ay sonra iki senemizi dolduracağız. Bununla ilgili de bayilik çalışmalarımız şimdiden başlamış durumda.
White- Westinghouse ürün gamından bahsedebilir miyiz?
White- Westinghouse markası biraz daha şanslı bir marka. Yani orta ve ortanın üstü gelir grubuna hitap edebilecek bir ürün gamına sahip. Mesela son kampanyamızda 583 litre A enerji grubundan bir cihazımızı 2.190 YTL’ye satıyoruz. Bu cihazı herkes alabilir. Bunun yanı sıra 4200 dolara da XXLarge modelimiz var. Bu ürünümüzde üst gelir grubuna hitap ediyor. Marka ürünlerinin böyle bir dağılımı var. Bu dağılım pazarda şansımızı ön plana çıkartıyor. Sadece belli bir gruba değil farklı gelir gruplarına da ürünler satabiliyoruz.
İki yıllık süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Firmalar için en önemli şey hedefler. Yani koymuş olduğunuz hedefe ulaşabiliyorsanız eğer başka hiçbir şey söylemeye gerek yok, iyi bir çalışma yılı geçirilmiş demektir. Biz bunların hepsine ulaştık. 2005 senesinin Ağustos ayından itibaren bizim yapmış olduğumuz çalışmalar tamamen pazarlamaya yönelik çalışmalardı. Artı imaj yenilemeye yönelik çalışmalar yürüttük. Advance Tech serisi cihazları tanıtmaya yönelik çalışmalardı. Biz satış olarak 2006 yılını hedeflemiştik. 2006 yılı da hedeflerimiz doğrultusunda geçti. Klima için de hedeflerimize ulaştık.
Türkiye pazarını dikkate aldığımızda yerli üretici ya da aynı kategoride ürün getiren ithal markalar ile nasıl bir kıyaslama yapabilirsiniz? White- Westinghouse’un farklı bir müşteri profili var mı?
Pazarı global olarak düşündüğümüz de yerli üreticilerin hakikaten çok büyük bir gücü var. Bu inkar edilemez bir gerçek. Ama belli bir müşteri grubunda da biz ithal markalar çok güçlüyüz. Yani burada bana göre keskin çizgilerle ayrılmış bir durum söz konusu. İnsanlar şu soruları da soruyorlar kendilerine; neden daha iyi bir cihaz almayayım? Niye daha iyisini kullanmayayım? Hakikaten bizim cihazlarımız çok farklı cihazlar. Bu türden düşüncelere de rastlıyoruz pazarda. Ve insanlar son dönemde mutfaklarında daha iyiye doğru gidiyorlar. Yani ellerindeki imkanları daha iyisine doğru kullanmaya çalışıyorlar. Kalite arayışı artık daha fazla güçlendi. Son dönemde bu durum daha da belirginleşmeye başladı. Tabi bunda firmaların da katkısı var. Denir ya; rekabet kaliteyi getirir diye hakikaten şu an onu yaşıyoruz. Tabi bunu da müşteriler gayet net bir biçimde bilip ona göre davranıyorlar. Ona göre alım şartlarını kullanıyorlar. Ben tüketicilerin artık çok seçici olduklarına inanıyorum.
Satış sonrası hizmet noktasında bir tıkanıklık yaşanıyor mu? Yeni bir markasınız ve müşteri bunu da dikkate alarak bir tercihte bulunacaktır…
Bu konuda kesinlikle şunu söyleyebilirim; ithal markalarda satış sonrası hizmet anlamında en şanslı markalardan biridir White-Westinghouse. Bu markaya 20–25 senesini vermiş, gönülden bağlı pek çok servisimiz var. Biz dört tane servis eğitim semineri yaptık ve Türkiye’nin aklınıza gelmeyen yerlerinden bile katılımlar oldu ki White-Westinghouse markasının çok satılmadığı bölgelerdi bunlar. Ama markaya gönülden bir bağlılığı var servislerin, bu cihazı çok iyi tanıyorlar. Böyle bir altyapımız var. Bu da tabi bizim başarımızın anahtarı. Çünkü bugün satış sonrası hizmeti doğru düzgün veremezseniz pazarda hiçbir şansınız olmaz. Bu konuda biz çok başarılıyız. Başarımız da bu markaya gönülden bağlı servisler sayesinde oluyor.
Pazar ağını nasıl oluşturdunuz? Genel anlamda beyaz eşya pazarlaması yapan firmalar aracılığı ile mi dağıtımınızı yapıyorsunuz?
Önce Türkiye’de A plus showroomu olan beyaz eşyacıların bütününe girdik. Değişik illerden ki çok sürpriz iller bunlar, çok iyi sonuçlar almaya başladık. Eskiden ancak büyük şehirlerde bu tip markaların satış yapabileceği düşünülürdü. Şimdi kesinlikle böyle değil. Biz Kayseri’de çok iyi sonuçlar alıyoruz. Kayseri bugün Türkiye’nin İç Anadolu’daki potansiyeli. Bursa derseniz yine öyle. Zaten büyük şehirler İstanbul, Ankara, İzmir’de çok iyi tanınıyor bu cihazlar. Denizli aynı şekilde, Eskişehir’de çok iyi satışlar yapmaya başladık. Yani şunu söylemeye çalışıyorum Türkiye gerçekten bir kabuk değiştiriyor. Potansiyel sadece büyük şehirler değil artık. Kesinlikle ve kesinlikle Anadolu’da çok büyük potansiyel var. Bunun firmalar da farkında, biz de farkındayız.
White- Westinghouse’un modüler bir modeli. Tüketicinin ihtiyaç ve beğenisine göre oluşturulabilen modelde dondurucu ve soğutucu bölümlerinin büyüklüğü isteğe bağlı olarak belirlenebiliyor.
Sadece bugün pazarda olduğumuz ürünlerle sınırlı kalmayacağız. Bunun yanında çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi cihazlarda dahil olacak.
Bu yıl fuara ilk kez katıldınız? Fuarı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fuar bizim açımızdan oldukça başarılıydı. White-Westinghouse markasını bilen insanların, bu ürünleri fuarda görmelerini seyretmek ve o insanların ilk tepkilerini almak çok hoştu. “Aaa… White-Westinghouse’da burada” şeklindeki şaşkınlıkları ve mutluluk ifadeleri yüzlerinden okunuyordu.
Bu insanlar White-Westinghouse’u biliyorlar ve fuarda gördüklerinde de mutlu oluyorlar. Bu anlamda fuar bizim açımızdan çok başarılıydı. Cihazlarımız tüketiciler tarafından anormal ilgi gördü. Tüketiciler bizim standımızda kendilerine uygun pek çok ürün gördüler. Ki bunun yansımasını fuar sonrası satışlarımızda da gördük.
Benzer ürün gamına sahip markalarla farkınızı nasıl koyuyorsunuz?
Birçok farkımız aslında. Mesela parmak izi bırakmayan ön yüzey özelliği ile sektörde tekiz.
Bu ev hanımlarının çok hoşuna giden bir özellik. Onun haricinde yeni serimizde enerji tüketimi açısından tamamen A enerjiden çıkıyoruz, A plus’a dönüyoruz. Ki soğumada özellikle de büyük hacimli ürünlerde bu çok önemli bir özellik. Bu kesinlikle bize artı bir değer kazandıracak.
Bunun haricinde teknolojik olarak White-Westinghouse’un soğutma anlamında diğer markalardan çok farklı yönleri var. Bizim buzdolabımız tamamen ve tamamen ortamın kuruluğu ve nemliliğine göre çalışma düzenini kendisi ayarlıyor. Bu tüketici için çok büyük bir avantaj. Şöyle söyleyebilirim; Ankara’daki bir buzdolabı ile İstanbul’daki aynı model bir buzdolabı çok farklı çalışıyor. Bunu da kendisi yapıyor. Buzdolabını 72 saat açmazsanız otomatik olarak tatil moduna geçiyor. Bunlar çok farklı özellikler ve pazarda olmayan ayrıcalıklar.
Önümüzdeki sürece ilişkin neler düşünüyorsunuz?
White-Westinghouse markası ile ilgili ürün gamını genişletecek birtakım çalışmalarımız var. Sadece bugün pazarda olduğumuz ürünlerle sınırlı kalmayacağız. Bunun yanında çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi cihazlarda dahil olacak. Bu arada buzdolabımızda çok beğenilen yeni modellerimiz var, onları da getirmeyi düşünüyoruz. Bu sene klimada biraz daha agresifiz, biraz daha farklı şeyler yapmayı planlıyoruz.